Gerçi alınan 1 puan maç bitiminde iyi gibi görünsede, Rakiplerin puan ve puanlar aldığı gün sonunda alınan beraberliğin bir mana etmediği kısa sürede anlaşıldı.
Sayın Hocamız maç esnasında sık sık ilerde çoğalın ikazına rağmen, takım psikolojikmen yenilmemeyi kafasına koyduğu için bu taktigi pek uygulamadılar.
Kayserispor'un kronik santarfor sorununu bir kez daha bu maçta ortaya çıktı.
Sezon başından beri değiştirmiş olduğumuz hocalara bakınca ister istemez sorunun onlarda değil de. Birazda futbolcu kadrosunda olduğu ortaya çıkıyor.
Tabiki bu kadronun bu şekilde oluşmasına katkısı olanları artık dile getirmeyeceğim. Bunu herkes çok iyi biliyor.
Bu takımda 48 futbolcu görev almış. Bu futbolcular 16-37 yaş arası.
Yani her yaştan. Her ırktan futbolcuya hocalar görev vermiş. Ama aradıklarını bulamamışlar.
Bizim ara transfer de yapmış olduğumuz en büyük hata "oyun kurucu" ve "santrafor" transferinde yapmış oluduğumuz tercih hataları oldu. Kadro dışı bırakılan ile gelenin bir farkının olmadığı kısa sürede ortaya çıktı.
Biz hiç bir zaman; Mendes'in, Biseswar'ın, Deniz Türüç'ün, Mensah'ın yerine dolduramadık. Bu futbolcularin en az ikisi aynı zaman takım kadorsunda yer aldılar. Kısaca bu oyun kurucuların yerini bir türlü dolduramadık.
Yok parasına sattığımız yada takımda tutamadığımız futbolcular ile elimizdekileri karşılaştırdığımızda. Bunların yerine sahaya sürecek bir tek futbolcunun olmadığını rahatlıkla hiç futboldan anlayan biri bile fark ediyor.
Göze görünen Pedro Henrique.
Bu futbolcuda bir var bir yok.
Santraforu konuşmak gerekli.
Sezon başında bir çok taraftar İlhan'ı istemedi.
Ama şimdi İlhan'ın 1-2 hafta sahada olmadığı zamanda eksikliğini konuşuyor. Hatta bu oyuncunun yerine Konyaspor maçında bile dolduramadık.
Kanga, Maglica, Alibec gibi oyunculara fazla bel bağladık. Amerika'yı yeniden keşfetmeye çalıştık. Hazır bir santrafor varken tanımadığımız, umyum sorunu olur olmaz demedik santrafor niyetine sakatlar ordusunu getirdik.
Bu futbolcularıda sakatlıktan sahada göremedik.
Nerde ise İsmail Çipe'yi santrafor oynatacağız. Aslında denesek mi?.
Gelelim maça.
Yukarıda saymış olduğumuz gerekçeler sonucunda bizim bu maçtan galip gelmemiz mucizelere bağlı idi. Oda gerçekleşmedi. Belki biraz cesur olsa idik. Galibiyet gelebilirmiydi bilemiyorum.
Atak yok, organize hucüm yok. Bir iki cılız ve gol fırsatı var. Bunu gole çevirecek futbolcu yok. Kısaca bütün yokluklar arasında alınan bir puan bile bize iyi gelmiş gibi oldu.
Her maç sonunda çıkan hoca kalecimiz Doğan'ı takdir ediyorsa buna sevinmemeliyiz. Aslında kaleciniz olmasa idi biz sizi çok rahat yenerdik demek istiyorlar. Senin kaleci takımın en iyisi seçiliyorsa bununla gurur duymamalıyız.
Formamızı önümüze koyup düşünmeliyiz.
Kısac artık 1 puanın bile önemli olduğu haftalara giriyoruz.
Yenemiyorsan yenilmeyeceksin.
Biz bunuda beceremiyoruz.
Önümüzdeki Gençlerbirliği maçı var.
Bu maç 1 puanlık maç değil. Kesinlikle 3 puanlık bir maç.
Sahaya çıkıp çatır çatır futbol oynamalıyız.
Kısa bu maç almalıyız.
Kısa önümüzdeki 4 maçtan en az 2 galibiyetimiz olmalı.
Özellikle içeridi. Beşiktaş'tan alacağın 1 puan mı yoksa Malatya'dan alacağın 1 puan mı diye sorsalar. Ben Malatya'dan alınan daha kıymetli derim. Beşiktaş'tan gelecek puanı ise ekstardan puan olarak görürüm.
Alınan puanın aldığın rakibe göre değerleri artar yada azalır.
Olası Gençlerbirliği puan kaybı bizi çok büyük bir komaya sokar.
İşte bu yüzden artık hesap kitap işine döndük.
Alın size bir örnek. Kart sınırındaki futbolcuların cezalarını BJK maçında çekmeleri için özel talimat veririm.
Bu yüzden takım olarak ve taraftar olarak bir birimize kenetlenmeliyiz.
Bu takım küme düşmedi.
Bu takım halen düşme hattının biraz üzerinde biraz altında gidip geliyor.
Alınacak seri 2 galibiyet bizi çok rahatlatır.
Kayserispor'a önümüzdeki final maçlarında başarılar diliyorum.
İnanın bu takım küme düşerse, Karabükspor'a, Eskişehirspor'a döner.
Gitmesine gider ama gelir mi onuda bilmem.
Sağlıcakla kalın.
Ayhan Baynal
Facebook Yorumları