Gazetesinden yayınlanmıştır. Yazara (Recep Bulut'a e-maille) bilgi verilerek siteye eklenmiştir.
Onu ilk kez Orta Sanayi’deki o dönemki TARİŞ Bölge Bayii Merkezleri olan Recep HAYMANALI ve Ortakları Limited Şirketi’nin merkezinde görmüştüm… Sesi gürül gürül, heyecanlı, coşkulu ve neşeli biriydi… Fıkraları, esprileri ile karşısındaki insanları kolaylıkla etkisi altına alabiliyordu… Rahmetli Şemsi Abi (Çetinsöz) ve birkaç spor yazarını öğle saatinde tepsiler dolusu fırın ağzı yaptırmış, yemeğe davet etmişti… Misafirlerine çalışan elemanları yemek servisi yapınca, “Tamam mı aslanlarım, hadi şu tepsileri de içeri götürün arkadaşlara servis yapın!” diye çalışanını da gözeten bir edayla bizleri yemeğe davet etmişti… Doğrusu ben spor yazarı olmadığım için spor kamuoyuyla pek içli-dışlı değildim… Kim bilir o gün rahmetli Şemsi Abi niye beni götür-müştü? Salih Balcı, izinli miydi, yoksa geçerli bir mazereti mi vardı bilmiyorum… Yemekten sonra Şemsi Abi: “Evlat şurdan-burdan birkaç değişik açılardan fotoğraf çekiver!” demiş ben de değişik açılardan fotoğraflar çekmiştim… O tarihten sonra Mehmet Haymanalı ismi aklıma yer etmişti… Haa demek ki Mehmet Haymanalı bu adammış dedim! Eşiyle-dostuyla eğlenen… Eşini-dostunu eğlendiren… Sohbeti hoş, muhabbeti bol… Yarenlik desen bi o kadar! Haymanalı, oturduğu masada kimseye elini cebine attırmayan bir ağa olarak nam yaptı… O dönemler özellikle spor kamuoyunda ismi ön plana çıkan bir çok kişi, belki de hayatında ilk kez Haymanalı sayesinde eğlence masasına oturdu…Yedi-içti ve de eğlendi… Yıldız’ın yolunu bilmeyenler ilk kez Haymanalı sayesince Yıldız’a ayak bastı… Yukarıda vurguladığım gibi Haymanalı kimseye elini cebine attırmadı… Kimseye beş kuruş harcattırmadı… Takii, batıp bitene kadar… Hayat bu, kime ne zaman güleceği kime ne zaman sırtını döneceği belli olmaz! Haymanalı o fırtınalı yaşamın sonunda battı-bitti! Haymanalı, çaresiz ve meteliksiz kaldı… Peşpeşe icralar, alacaklılar kapısına dayandı… O koskoca imparatorluk talan edildi… Bir zamanlar masasında ağırladığı sahte dostları, “Aman Haymanalı geliyor, gözükmeyelim!” diye dükkanlarının en mahrem yerlerine gizlendiler… Çaresiz kalan Mehmet Haymanalı, memleketi terk etti ve gitti Adana’ya yerleşti… Adana’da da perişan oldu… Ha Kayseri ha Adana ne fark eder, elde avuçta olmayınca? Bir tek çaresi vardı, “hiç olmazsa emekli oluyum da, üç-beş kuruş emekli parası alayım” dedi… Daha da önemlisi, sağlık giderleri için emekli olmak istiyordu… Çünkü ciddi rahatsızlıkları vardı… Fakat o zamanın parasıyla 17 milyar lira civarında bir paranın Bağ-Kur’a yatırılması gerekiyordu… Yani Bağ-Kur borcu vardı… Kayseri’deki varlıklı dostlarına Suat Çavuş tarafından, “Yahu arkadaşlar gelin bi el atında şu Haymanalı’yı emekli bari edelim…” dendi. Kimi duydu-duymadı ayağına yattı kimi de, “Yazın arkadaş benim payıma ne düşüyorsa veriyim!” dedi. Mehmet Sağıroğlu ve birkaç kişi bu parayı denkleştirerek Adana’ya gönderdi ve Haymanalı böylelikle emekli oldu. Gırtlak Kanseri olmuştu… Sadece servetini-sermayesini kaybetmemişti, sağlığını da kaybetmişti! Perişandı, çaresizdi! Üstelik kötü hastalığa da yakalanmıştı! İnsanın kaderi ters dönünce zaten öyle olmaz mı? Parası da pulu da serveti de sermayesi de üstüne üstlük sağlığı da insanı terk eder, yüz üstü bırakır…Tıpkı Haymanalı’nın kaderi gibi! Sonunda bu çileye daha fazla dayanamadı… O gürül gürül, o hoş sohbet, o hayat dolu insan, servetini ve sermayesini yitirmesiyle birlikte hızlı bir çöküş yaşadı ve peşinden de sağlığını kaybetti ve en sonunda da henüz 61 yaşındayken hayatını kaybetti… Geriye kaybedecek ne kaldı? Mehmet Haymanalı’nın hayatı başlı başına bir belgesel bir film konusu olacak kadar inişli-çıkışlı bir hayat… Pazar günü vefat etmişti… Cenazesi dün Camii Kebir’den kaldırıldı… Haymanalı’nın hazin dolu bu hayatını bilen sadık dostları tabutunun başındaydı… Eski Yönetim Kurulu üyelerinden ve Başkanlarından İbrahim Timuçin, Suat Kösehaliloğlu, eski Başkanlardan Osman Erköse, eski Milletvekillerimizden İrfan Başyazıcıoğlu, Kenan Başyazıcıoğlu, Kayserispor Kulübü Başkanı Recep Mamur, Erciyesspor Kulubü Başkanı Nuh Mehmet Delikan, Kayserispor As Başkanı Şaban Miraboğlu, Genel Menajer Süleyman Hurma, Kulüp Müdürü Hüseyin Abız, Şoförler Cemiyeti Federasyonu Başkanvekili Ali Ateş, Nazmi İmamoğlu, Yılmaz Büyüknalbant, Ayhan Uzandaç, Hacı Kantarcı, Kebapçı Hilmi, Ömer Uzunefe, Ekrem Kiracıoğlu, Mustafa Çapanoğlu, İbrahim Gazezoğlu, Mehmet Özkeçeci, Ali Rıza Hasoğlu, Mustafa Özhaseki, ve adını tek tek yazamadığım dostları buruk ve hüzün dolu O’nu ebediyete uğurladılar… İnsan hayatı bu, kuş misali uçup gidiverdi… Bir Mehmet Haymanalı da geldi geçti şu fani dünyadan… Kayseri’ye, Kayseri insanına, Kayserispor’a kattığın maddi-manevi her şeyden dolayı teşekkür ederiz…
Nur için de yat büyük ağa!
Recep Bulut Kayseri Haber Gazetesi
Facebook Yorumları