Web Analytics
Yönetici mi? Yönetim Kurulu Üyesi mi?-Berkay Türkmen
Bazı kelimeler algıları itibarıyla tanımladığı pozisyonları pozitif ya da negatif yönde etkileyebilirler. Ülkemiz futbolunda en çok kullanılanlardan biri olan “yönetici” (İngiliz dilindeki karşılıkları “manager”, “director”, “executive”) kelimesi Avrupa futbol kulüplerinde genellikle maaşlı profesyonellerin karşılığıdır. Bu kişiler konularının uzmanı olup aldıkları maaş karşılığında “icraat” yapmak durumundadırlar.

 Ülkemizde “yönetici” denildiği zaman akıllara şüphesiz kulüplerde belli periyotlarla ve seçimle iş başına gelen “yönetim kurulu üyeleri” gelir. Bu kişiler genellikle farklı sektörlerde tanınmış futbol sevdalısı kişilerden oluşmaktadırlar. Maaş almazlar. Buraya kadar her şey normal. Gel gelelim “yönetici” ve “yönetim kurulu üyesi” kavramları arasındaki nüansın Türk futbolunun başına nasıl bir çorap ördüğünün kimse farkında değil.

Avrupa futbol kulüplerindeki “yönetim kurulu üyeleri”nin (İngilizce’deki karşılığı board member; manager/director/executive değil!) uzun vadeli iş stratejileri geliştirmek, sponsorluk anlaşmaları imzalamak, denetleme organı olarak çalışmak gibi sorumlulukları var. Bizdeki yöneticilerin(!) oyuncu transferinden başka bir konuyla ilgilenmek istememeleri, ünlü olmak adına sürekli medyayla haşır neşir olmaları ve profesyonellerin icraatlarına karışmak istemeleri maalesef Türk futbolunun en büyük problemlerinin başında geliyor. Kulüplerin ekonomik sıkıntıları da bu bahsettiğimiz çarpıklığın sonucudur.

Soru şu: Bir İngiliz futbolseverin kulübünün başkanını yılda iki-üç kez telaffuz ettiği yerde, bizim kulüplerimizin yöneticilerinin(!) takımlarının ilk 11’i kadar bilinmesi sizce de çok garip değil mi? Ajax modelini ülkemiz futboluna getirme hayalperestliğinden ve kolaycılığından önce Avrupa futbolunun önemli kulüplerinin organizasyon şeması üzerinde çalışıp uzun vadeli bir programı başlatmak daha realist bir tavır olacaktır.

Bayern Münih

Alttaki görselde Bayern Münih’in iki farklı organını görüyorsunuz. Üstteki denetleme kurulu genelde iş insanlarından oluşuyor. Bizim kulüplerimizin yönetim kuruluyla eşdeğer düşünebilirsiniz. Uli Hoeness’in dışında bu kişilerin isimlerinin bilinmesine gerek yok. Alttaki ekip ise bu acımasız Alman harikasının beynini oluşturuyor.

Borussia Dortmund

Yönetimsel anlamda yıllardır müthiş işler çıkaran başka bir örnek de Borussia Dortmund. Watzke&Zorc ikilisi yıllardır koltuklarında oturuyorlar. Hem yarışmacı hem yetiştirici kulüp yapısını yıllar içinde ilmek ilmek ördüler.

Ajax

Kulübün efsaneleri Edwin van der Sar ve Marc Overmars artık kaptan köşkündeler. Sadece isimleri onları bu koltuklara getirmedi. Örneğin, Edwin van der Sar yıllardır kendisini iyi bir yönetici olma yolunda geliştiriyor. Aynı zamanda Avrupa Kulüpler Birliği’nde (ECA) Andrea Agnelli’nin yardımcısı olarak görev yapıyor.

Sonuç

Gördüğünüz gibi kulüp yapıları bazı noktalarda birbirinden farklılık gösterse de temeldeki felsefe aynıdır. Kulüplerimizin “yönetim kurulu üyelerinin” futbol organizasyonunu işin uzmanı yöneticilere yani profesyonellere bırakarak onları denetlemesi en akılcı çözüm olacaktır. “X takımının Y yöneticisi, Z derbisinden önce futbolculara moral verdi… Derbi öncesi tesislere yönetici çıkarması…” Ne zaman bu ve buna benzer haberler spor medyamızda azalmaya başlar, bilin ki işler yoluna girmeye başlamıştır bile…

Berkay Türkmen

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları