Maçın ilk yarısının bana göre en iyilerinden biri Ramazan Civelekti. Ancak Recep Uçar ikinci yarıya Ramazan’ı çıkartıp, henüz hazır olmayan Gökhan Sazdağı ile başlamayı tercih etti. Bence bu değişiklik takımı çok etkiledi. İlk golde basit adam paylaşımı yanlışı yapıldı. Geriden gelen Garry Rodrigues’i kimse takip etmeyince, o da rahat bir şekilde golü yaptı. İkinci golde ise Kemen ile Majid Hosseini hatasını Riad Bajic, 1988 yılında Tanju Çolak’ın Neuchatel’e attığı 4. golü hatırlatan şık bir vuruşla değerlendirdi. Recep Uçar’ın 57. Dakikada yine sahanın iyilerinden Carlos Mane’yi oyundan alması da yanlıştı. Ayrıca Aylton Boa Morte’ye 57 dakika nasıl tahammül etti anlamak mümkün değil. Oyunun son yarım saati 2-0 geridesin. Bahoken’in oyuna alınması gayet doğal. Zaten çok hücum silahın yok. Ancak mevcut kadroda gole en yakın oyunculardan Carlos Mane’nin çıkması yanlış. Bahoken oyuna girince ya Mame Thiam ile Bahoken’i ikili oynatıp, ikili forvete döneceksin. Ya da Thiam’ı üçlünün soluna çekip ileride Bahoken’i tek bırakacaksın. Çünkü Bahoken ileri uçta daha etkili oynuyor. Thiam ise üçlünün soluna daha alışkın bir oyuncu. Recep Uçar bu iki alternatifi de yapmadı. Thiam’ı tek forvet oynatmaya devam edip, Bahoken’i sola alınca ve Bahoken de tıpkı Boa Morte gibi tam hazır olmayınca geride çok faydalı olamadı.
Recep Uçar defansın önünde Kartal Kayra Yılmaz’ı oynattı. Ayrıca ona sorumluluk da vermiş. Tüm toplar onda toplandı ve oyunu yönlendirdi. Kartal Kayra Yılmaz 2000 doğumlu. Benim de, beğendiğim oyunculardan bir tanesi. İyi çalışırsa, rahatlıkla A milli takım seviyesine çıkabilecek bir oyuncu. Ancak genç oyuncular için en önemli risk “erkenden ben oldum” havasına kapılmaları. Kartal Kayra Yılmaz da, ben biraz bu havayı gördüm. Kartal, takım arkadaşlarıyla da uyumlu olmalı, henüz çok genç. Recep Uçar, Ümraniyespor’un başındayken de Kartal’ı alıp, ona sorumluluk vermişti. Ona güveniyor olabilir ancak Kayserispor buralara özveri, takımdaşlık ve yardımlaşma ile geldi. Bu havayı da bozmamak gerekir.
Son yıllarda spor çok değişti. Maalesef liglerde çalışan teknik adamlara bakıyorum. Genel olarak takım çalıştırmayan teknik adamların, takım çalıştıranlardan çok daha iyi teknik adamlar olduğunu görüyorum. Liyakat, bu alanda da gitgide kayboluyor.
Recep Uçar, buralara tırnaklarıyla kazıyarak geldi. Ancak son yıllarda biraz modern futbol tabiri kullanan, “alan daraltma”, “oyunun gücü”, “geriden oyun kurma” diyen kişiyi de “genç kuşak iyi hoca” diye çok rahat lanse edebiliyoruz. Futbol, oyunu okuma sanatıdır. Ne kadar futbolculuktan da gelseniz, oyunu okuma meziyetiniz yoksa, doğru adamı doğru yerde kullanma beceriniz yoksa ve en önemlisi teknik adamlık karizmanız yoksa, istikrarlı ve kalıcı başarılar elde etmeniz mümkün değildir. Umarım yanılırım ancak Recep Uçar’da Süper lig hocası havası göremiyorum. Hafta içinde bana göre çok erken bir değişiklik ile Ankaragücünde de Tolunay Kafkas-Emre Belezoğlu görev değişikliği yapıldı. Bu takıma olumlu yansımış görünüyor. Ancak hakkaniyet açısından bakılınca ne Tolunay’ın gitmesi ne de Başakşehir de çok başarısız olan Emre’nin gelmesi doğru değildi.
Kayserispor’un son iki sezonu bence spor akademilerinde veya teknik adam kurslarında örnek vaka olarak okutulmalı. Transfer yapamayan bir takımın neden bu denli başarılı olduğu, olayın sadece sürekli aynı oyuncularla antrenman yaparak takımın oturmuş olmasından mı ibaret olduğu, yoksa başka etkenler olup olmadığı ortaya konulmalı. Bence olay bu derece basit değil, Takımdaşlık ruhu, inanç, yardımlaşma olmadan bu başarı gelemezdi. Çağdaş Atan da bu ruhu aşıladı ve sistemi, oyunculara uygun oynattı. Recep Uçar’da takımda bu ruhu bozmamalı. Havaya giren oyunculara izin vermemeli. Aksi takdirde, transfer yapamayan ancak başarılı olan takım, transfer tahtası açıldıktan sonra geriye gidebilir. Ayrıca yönetim bana göre devre arasında, para kazandırabilecek tüm oyuncularla yolları ayırmalı. Aksi takdirde, oyuncular para kazandırmadan gidebilir ya da bazılarının piyasa değerleri düşebilir.
Dr. Selim Dündar
Facebook Yorumları