Web Analytics
Övülmek İçin Değil- Bekir Demirağ
Övülmek İçin Değil- Bekir Demirağ

Övülmek İçin Değil- Bekir Demirağ

Övülmek için değil…        Bekir DEMİRAĞ Hafta içerisinde kayserispor.org adlı taraftar sitesinde ( yani burada ) Ayhan Baynal kardeşimiz bir yazı döşenip yerel Medyamızın alt kademelere verdiği veya vermediği önemi Gaziantep ile karşılaştırmış. Sağ olsun, bu arada beni de deyim yerinde ise bu işin sevdalısı ve tek temsilcisi olarak  övmüş ! Bir kere şunu belirtmekte yarar var ki, ben bu işi övülmek veya görev için değil severek yapıyorum. Spor benim yaşam biçimim bir yerde.. Sporsuz yaşayamam. Spor yapmazsam, yazıp- görüntülemezsem inanın çabuk göçerim (!).. Para, pul, övgü- sövgü fazla önemli değil yani. Bir işi sevmezseniz asla başarılı olamazsınız. Ben işimi ( hangi kulvarda olursa olsun ) severek yapıyorum. Benim için Kayserispor ne ise, amatör kümedeki Cırgalanspor da odur. Profesyonel diye allayıp pullayamam, ötekini gariban diye yerin dibine sokamam. Gerçek ne ise onu yazar, çizer ve görüntülerim. Bunu okurlarımla paylaşırım. Bu güzel yurdun Karadeniz’den Akdeniz’e, İstanbul’dan Ağrı’ya kadar hemen her köşesinde şehrimin amatör veya profesyonel temsilcilerini takip etmenin onurunu ve gururunu yaşadım. Çocuklarımdan ikisi yurt dışında. Avrupa’da çeşitli ülkelerde benim tutkularımdan biri olan futbol oyununu hem de incele ve araştırmalar yaparak izledim. UEFA Kupası’nda temsilcimiz Kayseri Erciyesspor’un unutulmaz Maccabi Telaviv destanının başlangıcını Yafa’nın Bloomfield ( çiçek tarlası ) Stadı’nda mavi- siyahlı oyuncular, teknik kadro ve gurbetçilerimizle  birlikte görerek  duygulandım. Erciyes Dağı’nın, Hasan Dağı’nın, Aladağların geçit vermez doruklarına tırmandım gün oldu ki .  Oralarda ; Everest’e tırmanan ilk Türk dağcısı olan Nasuh Mahruki ile , 75’lik dede dağcı M.Zeki Karakimseli ile, Alman, Çek, Bulgar, ABD’li, Norveçli, İsrailli dağcılarla röportajlar yaptım. Artık yaşımız da kemale erdi açıkçası. Yorulduk. TSYD’nin yeni kuralları gereği ve yerimizi gençlere bırakmanın zamanının geldiğini düşünerek profesyonel kulvarlardan kendimizi çektik. Ama duramıyoruz işte. Alt kategorileri yakın takibe aldık. PAF Ligi, Deplasmanlı Süper Gençler, A Gençler, B Gençler, Minikler Ligi ve İşitme Engelliler Ligi gibi . Ayhan Baynal kardeşimin yazısında değindiği bazı durumlar ayniyle vaki ne yazık ki… Siteye koyduğu fotoğraflar da gerçek.. Geçenlerde Sümer Stadı’nda Gaziantep PAF ile oynanan maçı bu şehirden  ben ve Antep’ten gelen 5 Basın mensubu izledik sadece. Meslektaşlarıma soruyorum : Bu mudur gazetecilik ?  Sümer Stadı cüzzamlıların bulunduğu bir bölge mi ? Şehrimizde 20’yi aşkın gazete, TV kanalı ve dergi var. Ama ne gariptir ki bu kategorilerin çoğundan haberleri bile yok ! Eğer vali beyimiz veya belediye başkanımız bir etkinliğe katılıp onurlandırırlarsa, bizim yerel Medya tümüyle orada hazır ve nazırdır (!).. Bu mudur habercilik ? Bu mudur spora veya alt yapıya önem vermek ? İnanın ben sizin adınıza üzgünüm ve geleceğinizi parlak görmüyorum. Masa başında haber üretmeyi değil, objektifliği tercih edin, bizzat sahalara gelerek gerçekleri yazın, görüntüleyin ve konuşun. Hani bir laf vardır : İşte geldik gidiyoruz, şen olasın Halep şehri ! Ben öyle diyemiyorum arkadaşlar. Bu yükü çekecek ne güç kaldı bizde, ne de performans. O nedenle yeni bir  kan değişimi ve atılım gerektiği düşüncesindeyim. Gençlerin ,  gencecik gazetecilerin, foto muhabirlerinin ayak seslerini duymak istiyorum. Gelsinler, sahalarda olan- bitenleri görüntülesinler, yazıp- çizsinler. Ama ne yazık ki  o sesleri duyamıyorum. Ses  bir türlü gelmiyor , gelemiyor. Sayfalarını sporla süsleyen gazetelerimiz var ama,  neredeyse tümü Kayserispor ve Kayseri Erciyesspor içerikli. Masa başında hazırlanmış veya kulaktan duyma uyduruk haberlerle bezeli !!! Altyapı imiş, Minikler Ligi ya da PAF Ligi imiş , Süper Amatör Küme veya DSGL imiş, kimin umurunda ? Ama bu böyle olmamalı… Okuyucu da gerçekleri görüp ona göre tavrını koymalı ki ,   bu mesleğe gereken önem verilsin. Masa başını mesken tutan ve böylece de gazetecilik yaptığını sanarak kendilerini avutanlara (!) önemle  duyururum. Ayhan Baynal’a sitesindeki bu güzel yazısı ve gerçekleri ortaya koyan belge niteliğindeki fotoğraflar için teşekkür ediyorum. O fotoğraflardan birileri gereken dersleri çıkartmalı diye düşünüyorum. Baynal arkadaşımız elmalarla armutları karıştırmamış. Bir yerde hakkı teslim etmiş.. Helal olsun !

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları