Web Analytics
Kayserispor’un Eski Futbolcusu
Yetmişli yıllarda Kayseri’de, Sahabiye Mahallesinde, bir apartmanda otururduk. Daha önce de belirttiğim üzere o zamanlar farklı bir anlayış ve komşuluk ilişkisi vardı. Komşuluk ilişkisi daha çok aile ilişkisine benzerdi. “Komşu komşusunun külüne muhtaçtır” atasözünün belirttiği anlayış hâkimdi. İnsanlar günümüze kıyasla fakirdi ancak fedakârdı. Herkes komşusunu tanıdığı gibi komşunun tanıdığını da tanırdı. Farklı bir atmosfer ve anlayış hâkimdi.
O yıllarda, komşularımızdan biri de Fahrettin amca ile Nimet teyzeydi. İki kızı, iki de oğlu vardı. Fahrettin amca yanılmıyorsam bir kurumda çalışırdı. Aynı zamanda ressamdı. Çoğunlukla manzara resmi yapardı. Belki de bir kısmını satardı. Küçük oğlu Sefer (Gödek) ağabey futbola meraklı, efendi, cana yakın, hep güler yüzlüydü. Ağzından kötü söz çıktığına ve kimseyle kavga ettiğine hiç şahit olmadım. Evimizin önünde boş bir arazi vardı. Orada, mahalleler arası, amatörce futbol maçı oynanırdı. Kayseri şimdiki gibi yoğun kentleşmiş, büyük ve merkezi (anakent) şehir değildi. Geleneksel ile modern yaşam (ve yapılar) iç içeydi. Şehirde gençlerin serbest olarak oynayacağı, futbol sahası yoktu fakat geniş ve boş alanlar vardı. Sefer ağabey ağabeylerimle aynı mahalle takımında oynardı. İyi de çalım atardı…
Belli bir süre sonra başka bir semte taşındılar. Dolayısıyla iletişimimiz kesildi. Uzun yıllar görüşemedik ta ki bir gün Kayseri otobüs terminalinde karşılaşıncaya kadar. Terminalde biraz sohbet ettik. Aradan uzun yıllar geçmesine rağmen dostluğumuzun değişmediğini hissettim. Zaten dost canlısı ve cana yakındı. Kayseri şivesiyle konuşurdu; herkese hatta tüm yaşayanlara ve doğaya değer veren bir insandı.
Basından öğrendiğim kadarıyla Kayserispor altyapısında futbola başlamış; 1984-1985 Futbol Sezonunda Kayserispor A Takımında forma giymiş; ayrıca Kayseri Yolspor ile Erkiletspor’da futbol oynamıştı. Kayseri dışındaki başka bir takıma transfer olmak istediğini ancak bazı nedenlerden dolayı bunun gerçekleşemediğini, biraz da pişmanlık duyarak anlatmıştı.
Sosyal medya yaygınlaştıktan sonra Facebook’ta olduğunu gördüm ve iletişimimiz yeniden başladı. Bana telefon numarasını gönderdi. Akabinde telefonla da iletişim kurduk. Belediyeye ait çalıştığı birime, ağabeyimle birlikte ziyaretine gittik. Değişik ortamlarda bir iki defa daha görüştük. Sürekli şiir yazar ve paylaşırdı. Rahmetli anacığım vefat ettiğinde bile ona şiir yazmıştı. Şiirleri dertliydi, içinde hep özlem ve hüzün vardı. Yaklaşık altı ay önce eşiyle birlikte korona virüsüne yakalandığını duydum. Aradım, iyi olduğunu söyledi. Kendisi kurtuldu, eşi kurtulamadı, vefat etti, çok üzüldü. Üzüntüsünü de şiirlerine yansıttı.
Ağabeyim Pazar günü, Sefer ağabeyin hastaneye yattığını söyledi. Bunun üzerine kendisini arayıp, geçmiş olsun dileklerimi bildirdim ve bir şeye ihtiyacı olup olmadığını sordum. O da durumunun iyi olduğunu, anjiyografi (anjiyö) yapılacağını, rahat olduğunu, hastaneden çıktıktan sonra beni arayacağını söylemişti. Fakat arayamadı! Kız kardeşim pazartesi akşamı, vefat haberini verdi, şok oldum! Benimle konuşurken sesi gayet iyi geliyordu. Ancak ecel Haktan gelmiş ve gelince de her şey bahane olmuştu. Neylersen olmuyordu; elden de bir şey gelmiyordu…
Cenaze namazına ağabeylerim ve eniştemle birlikte katıldık. Spor camiasından pek kimseleri göremedik. Bundan dolayı biraz hüzünlendim. Ülkemizde yalnız güce, şöhrete ve makama mı değer veriliyor? Yoksa rahmetli anacığımın dediği gibi ölünün hatırı, kefeninin arasında mı gidiyor?..
Yaşam böyle: dün başka, bugün başka elbette yarın da başka olacak. Her şey değişecek; gelenler gidecek; hayat yeniden doğacak ancak tüm canlılar ise yaşlanacak ve ölecektir. Üniversitemiz öğretim üyesi Prof. Dr. Remzi Yıldırım’ın dediği gibi doğa sürekli gençlerden ve tazelerden yana olacak; yaşlılara ve bayatlara da aman vermeyecektir.
Sefer ağabey genç sayılmazdı lakin yaşlı da sayılmazdı. Ölümü hepimizi üzdü. Hep söylüyorum: ölüm Allah’ın emri de ayrılık olmasaydı.
Aşağıda verilen şiirinde de belirttiği üzere hepimiz için bir gün “yarın” olmayacak. Dolayısıyla günün ve sevenlerin kıymetini bilmek, ömür sermayesinin ise tükendiğini unutmamak gerekir...
Sefer ağabey ve diğer tüm ebediyete göçenlerimizin, mekânı cennet olsun; nur içinde yatsın!
Bir şiiri:
Zaman geçmeden,
Ömür bitmeden,
Sevin, sevin, sevin…
Sevene değer verin,
Sevdiğinize kıymet.
Ve korkmayın:
Sevdiğinizi söylemekten!
Vakit ömür bilinmez,
Geçmeden geçen,
Tutun kolundan,
Nasılsa yarın demeyin!
Yarın olmayabilir...
Sefer Gödek
Yazının kaynağı: Kayseri Gündem Gazetesi/Yazarlar/Ünal Çamdalı

Sefer Gödek

Bir Dönem Kayserispor Forması Giyen Sefer Gödek'i Kaybettik.

 

 

 

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları