Ön liberosu Hamidou Traore, sol bek Aziz Behich, sağ bek Zeki Yavru, santrfor Umut Nayir ve kaleci Okan Kocuk’u kaybettiler. Forvete Konya ve Başakşehir’den bildiğimiz Riad Bajic, orta sahaya Samsunspordan Savicevic, sol beke Alper Uludağ, ön liberoya Robert Meja ve sol kanata Borja Sainz gibi çeşitli transferler yapıldı. Ancak bu oyuncular kalite olarak yeterli değiller. Maça Giresunspor dörtlü bir defans orta sahada Mejia, Murat Cem ve Saviceviç ile ileri uçta sağda Serginho, solda Borja ve Bajic tertibiyle başladı. Kayserispor ise yine klasik kaleci ve dörtlü defans ile onların önünde Campanharo, onun önünde bir dörtlü olarak sağda Mane, solda Thiam, ortada Cardoso ve Ramazan ile ileride İlhan onbiri ile maça çıktı. Cardoso yine her zamanki gibi sık sık İlhan’ın yanına yaklaşıyor Mane ve Thiam da zaman zaman yer değiştiriyorlardı. Kayserispor maça hızlı başladı. Ancak 6. Dakikada basit bir kademe hatası ile Giresunspor net bir pozisyon yakaladı. Giresunspor açısından maçın kırılma anı belki de bu pozisyondu. Kayserispor’un yoğun atakları sonucunda Onur Bulut’un 22. Dakikadaki hazırlanış olarak çok güzel golü geldi. Ardından ilk yarının sonunda kazanılan penaltıyı Thiam maalesef kötü bir vuruş ile dışarı attı.
2. Yarıya Giresunspor ilk yarının etkisiz ismi Savicevic’in yerine orta sahaya direnç getiren Doğan can Davas’ı alarak hızlı başladı. Bu dakikalarda Kayserispor kapandı ve gereksiz bir panik içine girdi. Ancak 70. Dakikada Çağdaş Atan doğru bir hamle ile günün etkisiz isme Carlos Mane ile yorulan İlhan’ı çıkardı ve orta sahaya Bernard Mensah ve forvete de Gavranovic’i aldı. Gavranovic topla ilk buluşmasında Onur’un akıllı tacı ile bir golcü vuruşu yaparak güzel bir gol attı. Maç 2-0 olunca Giresunspor’un hızı da kesildi. Kayserispor maçın sonlarına doğru günün çok koşan ve ayakta kalan ismi Ramazan’In bindirmesiyle üçüncü golü buldu ve maçta bu skorla bitti. Maçta Kayserispor 536 pas, Giresunspor ise 352 pas yapmıştı, topa sahip olan takım da % 60 ile Kayserispordu. Bu Çağdaş Hocanın oyun anlayışına uygundu. Hakan Keleş ise tipik bir geçiş takımı oluşturma hedefinde. Topa sahip olma kaygısı olmadan, rakip hücumdayken çok adamla savunma yapıp, kapılan toplarla direkt hücuma geçerek pozisyon yakalamak hedefindeydiler. Maçın belli bölümlerinde bunda da başarılı oldular. Ancak tecrübesiz Giresun takımı; oturmuş ve birbirini iyi tanıyan oyunculardan kurulu, seyircinin de desteğini alarak iyi oynayan Kayserispor karşısında tutunamadı.
FUTBOL EKONOMİSİ NE DURUMDA?
Giresunspor maçından sonra Berna Başkan haklı olarak son yıllardaki hızlı döviz artışına rağmen yayın gelirlerindeki azalmaya işaret etti. Gerçekten de 2016-2017 futbol sezonunda süper lig yayın hakları döviz üzerinden 500 milyon dolara satılmıştı. Sonraki yıllarda ise önce bir kısmı dövize endeksli bir kısmı TL bazlı yapılan yayın ihaleleri son yıllarda tamamen TL’ye döndü. Son yıllardaki kulüplerin ekonomik olarak zorlanmalarının en büyük nedeni de bu gözüküyor. Bu sistemde galibiyet için takımlara 2.3 milyon lira ödeniyor. Ayrıca her takıma katılım payı olarak da 33 milyon lira ödeniyor. Burada giderlerde döviz nedeniyle TL bazında ciddi bir artış olduğu, buna karşılık gelirlerin aynı oranda artmadığı net bir şekilde görünüyor. Bununla birlikte kulüplerin bugün ekonomik olarak zorlanmalarının temel nedeninin de iyi yönetilmemeleri olduğu gerçeği göz ardı edilmemeli. Geçmişte spor kulüpleri dernek statüsünde olduğundan, yöneticiler de şahsi olarak borçlardan sorumlu olmadıklarından tabiri yerindeyse yöneticiler “bol keseden” harcama yapabiliyorlardı. Bu sistem suistimallere de açıktı. Nitekim Türk sporunda pek çok kulüp borç nedeniyle kapatıldı ve farklı adlarla yeniden açıldılar. Malumunuz 26 Nisan 2022 tarihinde 7405 sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu yürürlüğe girdi. Kanun ile benimsenen en önemli anlayış, spor anonim şirketlerinin bütçe ve harcamalarının belirli kurallara tabi tutulması ile kulüp yönetim kurulu üyelerinin borçlardan dolayı müteselsilen sorumluluk esaslarının getirilmiş olmasıdır. Kanun’un 20 nci maddesi ile getirilen bu esaslar nedeniyle kulüp yöneticileri her zamankinden daha özen ile harcama yapmak durumundadır. Bu ortamda şehir ve spor ekonomisi hayli önemli olan kulüplerin yaşamlarını sorunsuz şekilde devam ettirebilmeleri için bize göre şu hususlara mutlaka dikkat edilmelidir:
1- Öncelikle alt yapıya önem vermeyen bir kulüp uzun süre ayakta kalamaz. Alt yapı her A takıma oyuncu çıkarma hem de oyuncu satarak para kazanma açısından önem taşıyor. Siz alt yapıya önem verip yatırım yapacaksınız ki, yetenekli gençler de başka başka illerden hatta ülkelerden gelip sizin alt yapınızı tercih etsinler. Ayrıca buralardaki hocaların da “yetenek düşmanı” olmayan ama aynı zamanda da modern futbola uygun isimleri seçebilme ve geliştirebilme kabiliyetine sahip olması asıldır.
2- Menacer sistemine ve belirsiz aracılara teslim olan bir sistemde kulüp bütçesi sağlıklı olmayacak, daha doğrusu bir bütçe dahi olmayacaktır. Günümüzde oyuncu izleme (scouting) sisteminin teknolojinin gelişmesiyle oyuncu takip sistemine dönüştüğü de dikkate alınmalıdır. Elbette oyuncu izlemek önemli ancak eğer verileri sağlıklı toplar ve analiz edebilirseniz oyuncu izlemeden dahi, kulübe iyi oyuncular kazandırmak mümkün hale gelmiştir. (Bu konuyu meşhur Moneyball örneği ile birlikte önümüzdeki günlerde ayrı bir yazı ile ele almaya çalışacağım.)
3- Oyuncuların alınıp satılmasında doğru zamanlama şart. İnişteki bir oyuncuyu yüksek bir para ile almakta yanlış, kendi oyuncuna gelen teklifleri zamanında değerlendirmemek de yanlış. Bunun örneklerini Kayserispor’da da sık sık görüyoruz maalesef.
4- Oyuncu almak için oyuncu alınmamalı, oyuncunun 2-3 yıl içinde kulübe katkısının ne olacağı, takıma ve şehre uyum sağlayıp sağlamayacağı, satılabilir olup olmadığı hususları değerlendirilmelidir.
5- Günü kurtarmayı düşünen teknik ekiplerle değil, cesaretlice genç oyunculara şans veren ve onların gelişimine katkı sağlayan, belirli bir oyun mantalitesi olan teknik ekiplerle çalışmak tercih edilmelidir.
Elbette bu 5 maddeden ibaret değil sorunlar ve çözüm önerileri ancak öncelikle bu beş hususa dikkat etmek gerektiğini söyleyebiliriz.
Haftaya rakip Fenerbahçe. Fenerbahçe, bu sezon Jorge Jesus ile 103 gol attığı 1988-1989 sezonunu anımsatıyor. Kayserispor’un Çağdaş Atan’ın temel felsefesini değiştirmeden oynayacağını düşünmekle birlikte savunmada çok daha dikkatli olması gerektiği ve tekli ön libero yerine çift ön liberolu bir sistem ile oynaması gerektiğini söyleyebiliriz. Sabırlı oyun ve hata yapmamak bu maç çok önemli. Ben bu haftanın iyi ismi Ramazan’ın da bu maçta oynaması gerektiğini düşünüyorum.
Facebook Yorumları